Bugün; geçmişte, Turgut Özal’ın Konut Edindirme Fonu ve Tansu Çiller’in 3 Anahtar’ı ile konut edinen birini gösterebilir misiniz? Hayır! Birincisi dokuz yıl sonunda iptal edildi, ikincisi hiç uygulamaya geçmedi. Biz o yılları yaşadık ve gördük ne yazık ki…
İlk insanlar da öncelikle barınma ve beslenme sorunlarını çözmeye çalışmıştır. Akıl, emeklerini kullanarak önce yaşamlarını sağlama almışlar sonra da beslenme sorunlarını çözmeye çalışmışlardır. Bugün modern çağın yoksul insanları da hemen hemen aynı şeyleri yapmaya gayret ediyor. Başımızı sokacak bir çatı, ölmeyecek kadar gıda diye çırpınıp duruyor…
Yalnız bizde değil tüm ülkelerde seçim öncesi alelacele ‘çılgın projeler’ üretilir. Vatandaş sıkıntılarına çözüm olur düşüncesi ya da akıl tutulmasıyla kendini bu çılgınlıklara kaptırır. O günkü sosyal yaşamı nedeniyle iktidarın ya da muhalefetin o çılgınlıklarına kanar. Kendinden istenilen özverilerle sonrasını hesaba katmadan destek vermeye başlar. Umutlar ön plandadır çünkü. Yoktan yonga çıkarmaya başlar, ondan istenilenleri yapmakta yarışır…
Günün önemli gündemi haline gelen 250 bin konut, 100 bin arsa da vatandaşın umutlarına hitap eden bir projedir. İşsizliğin ve enflasyonun tavan yaptığı ülkemizde ‘konut’ ve ‘arsa’ çıkışı (!) günü kurtarmaktan başka bir şey değildir.
Konu ayrıntılarıyla incelendiğinde eksileri artılarından çoktur. Televizyon kanallarındaki son tartışmaların gündemi bu çerçevededir. Taraflar konuyu ‘taraf’ yanlarıyla yorumlamaya çalıştıklarından vatandaşın kafasını iyice karıştırmaktadırlar. Haber olarak da enflasyonun, savaşın öncesinde yer almaktadır. Tatmin edici, gerçeklere uygun olarak; konuyu irdeleyen, açıklayan ya da açıklayabilecek yetkili, bilirkişi yoktur…
Vatandaşın sadece yarını değil yarınlarını ilgilendiren bu ve benzeri projelerin eksiksiz hazırlanıp örneklerle anlatılması gerekir. Sonrasında yapılan ‘tadilat’ o projelerin temelsizliğine işaret eder.