Karabük’te mağduriyet meselesi çok önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta.
Maalesef bu kentte ben iş yapıyorum diye ortaya atılan kişilerin sorumluluğunda gündeme gelen bir mesele bu.
Ben şahsen her sabah Karabük’e giderken bu mağduriyeti yaşayanlardan biriyim.
Battı çıktı yapımı nedeniyle…
Uzun süreden beri devam eden….
Eziyet haline dönüşen…
Sabır delen…
Oluşan uzun taşıt kuyrukları ve trafik çilesinden bahsediyorum.
Bu anlamda mağduriyet sabırlı olmanın ötesine taşmış durumda.
Batıda olsa…
Bu işi deyim yerindeyse…
Ağzına yüzüne buluşturanlar kamuoyu baskısıyla görevden alınmış ya da istifa etmiş olurlardı.
Biz de çıt yok.
Öyle bir demokrasi terbiyesi yok çünkü bizim memleketimizde.
Her nedense…
Ne yaparsan yapanın yanına kar kalıyor.
Bir de Karabük’e giriş yolu var.
Yeni düzenlenen yol yapımı.
Resmen evlere şenlik.
O yol güzergahlarını kim planladı.
Kim ölçüp biçmeden yaptı.
Ya da bu yolu projelendirenler deyim yerindeyse hiç mi mürekkep yalamadılar.
Mektep görmediler.
Yol öyle karışık yapılmış gibi insan hangi kavşağa gireceğini bilemiyor.
Şehir içinde taşıtları dolap beygiri gibi döndürüp duruyor.
Projeyi yapan kişi mühendis ise ,hangi okuldan mezun oldu ise aldığı diploma kendisine bu işte referans olduysa hemen diplomasını yakmalı bir daha bu işlere girişmemeli…
Bir de…
Bu yol yapımı sırasında birçok kaza oldu.
Mal kayıplarının haddi hesabı yok.
…………………………………………………..
Karabük gerçekten çok bahtsız bir yer…
Kentin içinde yaşanan trafik sorunu daha vahim boyutlara ulaşmış durumda.
Göz göre göre bir kente nasıl kıyıldığına çıplak gözle hepimiz şahit olmaktayız.
Ve bu noktada şu soruyu sormaktan duramıyoruz.
Karabük böyle bir mağduriyeti hak etmekte midir?