BİR KENT GÖNÜLLÜSÜ
Yıl 22 Aralık 1999
Yer Gençlik TV stüdyosu…
Programın adı “Yöremiz ve Tarih”
Şimdiki adıyla moderatörümüz Sayın Ahmet Gölbek…
Programın konukları Sayın Aytekin Kuş ve ben…
Her pazartesi program yapıyoruz.
Tarih meraklıları her hafta bizleri ekran başında merakla bekliyor.
Safranbolu tarihini ve kültürünü ele aldığımız bir programda Sayın Aytekin Kuş öyle bir söz ediyor ki…
Ben ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.
Tüylerimin diken diken olmaya başladığını hissediyorum.
Sayın Kuş Safranbolu’yu anlatırken öyle bir söz sarf ediyor ki…!
“Keşke bugünkü servetim olmasaydı da Safranbolu’nun manevi koruyucusu olan kişiler aramızda olsaydı…”
“Kente hayat veren o bilgili ve kültürlü insanlar keşke yaşasaydılar…”
Ertesi gün ben “Süreç “ adını verdiğim Batı Karadeniz Ekspres adlı gazetedeki köşemde şunları yazmaktan kendimi alamıyorum…
“Bu aslında anlayana saz anlamayana davul zurna az “ cinsinden bir söz…
Kent kültürünün canlılığını koruma pahasına kendi gelirinden yoksun olmayı göze alabilen cesur bir ifade…
Sayın Aytekin Kuş’un anlattığına bakılırsa,Safranbolu’da geçmişten geleceğe uzanan ve bugünde kendi üzerinde toplanan önemli bir görev ve sorumluluk var…
Bu sorumluluğun kavramla ifade edilebilecek karşılığı; kentin manevi koruyucusu olma.
Sayın Kuş ;geçmişten günümüze ulaşan bu koruma geleneğine “kent gönüllüsü” olma şeklinde karşılık veriyor.
Bu tanımlamanın ,aslında tarihteki karşılığı şu…
İçinde yaşadığınız kente,ecdat yadigarıdır diyerek sahip çıkmak.
Bu anlamda herkesin gelenekten kaynaklanan sorumlulukları var.
Örneğin saat kulesinin bakımı ve saatin kurulması…
Ağaçların sulanması…
Kuş evlerinin bakımı…
Kuş yemlerinin kontrol edilmesi.
Camilerin temizlenmesi…
Sokakların düzenliliği ve temizliği gibi…
Yani Lonca düzenin bir kentte manevi hassasiyet oluşturan düzenlemeleri.
O kenti korumaya ve geliştirmeye yönelik oluşturduğu kültür.
Korumacılık ruhu dediğiniz şey işte bu…”*
14 yıl sonra Sayın Aytekin Kuş’u Batı Karadeniz Ekspres gazetesinde konuyla ilgili düşüncelerini bizlerle şöyle paylaşıyor…
“Eskiden kentin manevi koruyucuları vardı.
Arasna’da Cankoğlu Rıfat Usta,Tahıl Pazarında Tekelerin Hamdi Ağa,Yukarı Çarşı’da Simitçi Gocaoğlan,;Seyyar konumda da Davut(Mehmet Çabukar) ile Dellal İbrahim Şener.
Yerine yenileri yetişmedi.
Sonuçta bu kenti korumak,kollamak,sevmek için başkalarının gayretini,himmetini,çabasını beklemek gerekmiyor…
Taşıma su ile değirmen dönmüyor.
Bilinç gerek…
İnsan olmak gerek…
Kulak çınlattırmamak gerek…”**
Biz de Safranbolu korunuyor zannediyorduk.
Demek ki her görüntüye aldanmamak gerek.
Maneviyatı olmayan bir korumanın geleceği kucaklaması çok müphem bir durum.
Evet…
Bu noktada kent gönüllülerini çoğaltmak gerek.
Ama nasıl..?
…………………………………….
Mekanın cennet olsun Aytekin ağbi…
*bkz. Hür Kalyoncu,”Safranbolu’da Kent Belleğinin Yok Olmaya Gidişinin Kronolojisi”, Batı Karadeniz
Ekspres,23 Aralık 1999
**bkz.Aytekin Kuş,”Kulak Çınlattırmamak Gerek” Batı Karadeniz Ekspres,11 Nisan 2013