8 Kasım 1994 unutamayacağım birgün..Gazetecilik hayatımda önemli bir yeri olan ölüm ve varoluş duygularının yaşandığı, bitti sanılan umutların yeniden filizlendiği, bir kentin yediden yetmişe tek bilek olduğu gün.
O günü bir taraftan fotoğraf olarak belgelendirmeye çalışan, bir taraftan da kamuoyuna en doğru bilgiyi ulaştırmak için çaba sarf eden bir gazeteci olmanın yanı sıra, Demir Çelik Fabrikalarında çalışan bir işçi, bir emekçinin kızı olarak daha farklı duygular içindeydim. İçimde kocaman bir umut taşımanın yanı sıra, ekmeği elinden alınmaya çalışılan, yoksulluğa terk edilmeye çalışılan bir çocuğun kaygısı, korkusu vardı. Ekmeğinin peşinde koşan binlerce insan nasıl gözden çıkarılır, nasıl açlığa, işsizliğe terk edilir di? Bu kadar acımasız olunabilir miydi? Cumhuriyetle var olan, Türkiye’yi inşa eden bir fabrika böyle kolayca nasıl kapatılabilirdi? Elimde fotoğraf makinesi ile deklanşöre basarken, bir taraftan da yaşanılanlara, kafamın içindeki sorulara cevap bulmaya çalışıyordum.
O gün Karabük karalara bürünmüştü, veliler çocuklarını okula göndermemiş, esnaf kepenk indirmiş, tüm araçlar kontak kapatıp, olduğu yerde öylece dört saat kalmıştı…
O zamanın Valisi Karabük’e 4 saat girememişti…Etten duvar örülmüştü sanki.. Bu yürekten inanış ve direniş sayesinedir ki; bugün hala Karabük Demir Çelik Fabrikalarının bacası tütüyor. Karabük’te iki tarih vardır biri 3 Nisan Karabük Demir Çelik Fabrikalarının temellerinin atılması, diğeri 8 Kasım; bu temellerin sağlam sarsılmaz yüreklerle sağlamlaştırıldığı yeniden can suyu verildiği gündür. 8 Kasım bu kentin Zafer Bayramıdır, emeğin, alın terinin milad yazdığı gündür…
Karabük’ün bugün yine aynı ruha ihtiyacı vardır. Eğer Karabük bugün bu ruh olsaydı, kentin en büyük dinamizmi, lokomotifi olan Kardemir Karabükspor bu kadar kolay harcanmazdı.Kaderini siyasiler yazmazdı.
8 Kasım vesilesiyle Karabük Demir Çelik Fabrikalarının bugünlere gelmesinde emeği geçen alın teriyle çeliğe su veren ahrete göç edenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün halen alın teriyle çeliğe su vermeye devam eden bu bacaların tütmesi için kızgın ateş karşısında gözünü kırpmadan çalışan tüm işçilerimize minnet duygularımı iletiyorum.