Türk Eğitim-Sen Karabük Şube Başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu basın açıklaması yaptı. Öğretmenlerin kariyer sınavları başta olmak üzere tüm sıkıntılarına değinen Kurtoğlu “Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin tepkilerini dikkate alarak, Uzman Öğretmenlik Kariyer Basamakları uygulama aşamalarını gözden geçirmeli, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik eğitimlerini daha uygulanabilir ve öğretmenlerin gelişimine katkı sağlayacak şekle dönüştürmelidir” dedi
Kurtoğlu yaptığı açıklamada şunlara yer verdi: “Öncelikle ekonomik sıkıntılarla boğuşan öğretmenlerimizin başta kariyer basamakları sınavlarının iptali olmak üzere; promosyonların güncellenmesi, eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına yükseltilmesi ve tüm eğitim çalışanlarına verilmesi, sözleşmeli istihdam modelinin kaldırılması, memur ve şeflerimizin 3600 ek göstergeden yararlanması, şube müdürlerimizin nakil talepleri ve kariyer basamaklarından yararlandırılma talepleri, üniversite idari personelimizin nakil sorununun giderilmesi, gibi pek çok talepleri vardır.
Türk-Eğitim-Sen’in öğretmenlerin kariyer basamaklarında sınavın kaldırılmasını bugün değil on altı yıl önce dillendirdiği belgeleriyle sabittir. 16 yıl önce kariyer basamaklarında nasıl ki sınava karşıysak bugün de aynı noktadayız. Ayrıca sayın milli eğitim bakanımızın öğretmeni sınavdan kaçıyor gibi göstermesi kamuoyunu yanıltmıştır. Herkes bilsin ki öğretmen sınavdan kaçmıyor, öğretmen kariyerinin sınavla belirlenmesinden rahatsız. Teorik bir takım bilgilerle uzman olunamayacağı öteden beri savunduğumuz bir durumdur. Çünkü öğretmenlik yaparak yaşayarak yüz yüze aktarım yapma sanatıdır. Bakanlıktan talebimiz sınavsız olarak on yılını dolduran her öğretmenimize uzman öğretmen, yirmi yılını dolduran her öğretmenimize başöğretmen unvanı verilmesidir. Bu konuda Türk Eğitim Sen kararlıdır ve 1 Ekimde meclisin açılmasıyla birlikte mücadelesini mecliste milletvekillerimiz aracılığıyla sürdürmektedir.
Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik kariyerleri diğer kurumlarda elde edilen kariyerlerden çok farklı. Adı kariyer ancak özünde kariyer değeri taşımıyor. Öğretmenlik kariyer basamakları kapsamında eğitim alan bir öğretmen sınava giriyor. Uzman öğretmen/başöğretmen oluyor ancak yaptığı iş değişmiyor. İcra ettiği öğretmenlik mesleğinde işin niteliği aynı kalıyor. Kısacası öğretmenler, uzman öğretmenler ve başöğretmenler aynı işi, aynı görevi yapıyor, aynı sorumluluğa sahip oluyorlar.
Yukarıda da belirtilen durumlar göz önüne alındığında uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik kariyerinin öğretmen maşına etkisinden başka bir katkısı ve anlamı olmadığı görülüyor. Öğretmenler sadece kağıt üzerinde bir kariyer yapmış oluyor.
Milli eğitim bakanlığı öğretmenlerin hali hazırda az olan maaşlarını artırmak için maaşlarını artırmak ve öğretmenliği daha cazip bir meslek haline getirmek için öğretmen kariyer basamaklarını uygulamaya koymuş olabilir. İyi niyetli ve öğretmenin lehine olabilecek bu uygulama, iş sınava gelince tamamen farklı bir boyut kazanıyor ve uzman öğretmenlik sınavı maaşı artırma sınavı hüviyetine bürünüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin tepkilerini dikkate alarak, uzman öğretmenlik kariyer basamakları uygulama aşamalarını gözden geçirmeli, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik eğitimlerini daha uygulanabilir ve öğretmenlerin gelişimine katkı sağlayacak şekle dönüştürmelidir.
Promosyon meselesine gelince geçmişte yapılan yanlış promosyon anlaşmalarına sorumsuzca atılan imzalar neticesinde ciddi kayıplar yaşandı. Enflasyon resmiyette %80 olsa da hissedilen enflasyon yüzde yüzün çok üzerindedir. Enflasyondan kaynaklı memur maaşlarında bir artış söz konusu iken promosyonlarda hiçbir artışın olmaması adilce değildir. Biz promosyonların güncellenmesini ve yeni yapılacak promosyon anlaşmalarının da peşin olarak ödenmesini ayrıca şartnameye önümüzdeki süreçte oluşacak enflasyon farklarının da alınabilmesi için madde eklenmesini talep ediyoruz.
Ayrıca üniversitede idari personellerin tayin hakları kanayan yaramızdır bu hak yaşam hakkıdır ve rektörün iki dudağı arasına bırakılmamalıdır.
Son olarak yüksek sesle belirtmek isterim ki; eğitim çalışanlarının tek umudu Türk Eğitim Sen’dir. İlkesi önce ülkesi olan bizlerin amacı bağcıyı dövmek değildir. Sorunlarımızı kamuoyu ve yetkililerle paylaşmaktır. Daha verimli çalışmak, üretmek, ülkemize değer katmak bizim şiarımızdır. Kamu çalışanı devletin eli, koludur. Yetkililere sesleniyoruz. Görevini en iyi şekilde yapmaya çalışan arkadaşlarımızın bu hak taleplerine duyarsız kalmayın. Gelin gayet makul olan taleplerimizi karşılayın. Birlikte daha aydınlık yarınlara kavuşmak dileğiyle bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.”