Tarih bilinci olmayan ulusların bugünü anlamaları ve yarına umutla bakmaları mümkün değildir.
Neden mi?
Devletler bir kimlik üzerine inşa edilirler.
Kimliği oluşturan, aidiyet duygusunun oluşumuna katkı yapan kaynak ise tarihtir.
Bu açıdan bakıldığında, 103 yıl önce Mustafa Kemal Paşa’nın 18 kişiyle İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket etmesi bir umudun gerçekleştirilmesi yolculuğu idi.
Umudun adı; özgürlük ve bağımsızlık için mücadele etmek, Türk milletini içine düştüğü karanlıktan kurtarmaktı.
Mustafa Kemal’in en büyük sermayesi ,Saray’ın masraflar için kendisine verdiği 1000 lira değildi.
Türk milletinin kendisi idi.
Çünkü o bu milletin tarih boyunca hiçbir milletinin esaretine girmeden yaşama azmini tarih bilgisine dayanarak çok iyi biliyordu.
Mustafa Kemal , 19 Mayıs 1919’da özgürlük ve bağımsızlık meşalesini yakarak, milletinin desteğini alacağına inanarak çıktığı bu yolculukta hedefe ulaşacağını çok iyi biliyordu.
Evet…
Milli Mücadele gerçek anlamda 19 Mayıs 1919’da başladı.
Mustafa Kemal’in Samsuna çıkmasından önce ortaya atılmış kurtuluş düşünceleri çok düşündürücüdür.!
İngiliz ve Amerikan mandasını savununlar….
Onlar İngiliz Muhipleri ve Wilson İlkelerini cemiyetlerini kurarak memleketi kurtaracaklarını zannetmişlerdi.
Gaflet ve delalet içinde idiler.
Tarih bilinçleri yoktu.
Onlar için bu milletin hafızasının hiçbir değeri yoktu.
En büyük özellikleri bu milletin tarihten gelen özelliklerini bilmemeleriydi.
Mustafa Kemal Paşa’yı onlardan farklı kılan da zaten bu husustu.
Oysa tarih bilinci Türk milleti için bağımsızlık ve özgürlük öğretisidir.
Mustafa Kemal Paşa’nın dillendiği gibi “Özgürlük ve Bağımsızlık benim” yani bu milletin karakteridir.
Böyle bir bayram gününde emperyalist sömürgeci devletlere boyun eğmeyenlerin anısına…
“Ne mutlu Türk’üm diyenlere”…
Bize bu vatanı emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve şehitlerimizi sevgi, saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.